MEVCUT SİSTEMDEN MEDET UMANLAR, ACINACAK
HALE DÜŞER!
Mevcut
sistemin hâkim sınıflarının yöneticileri öylesine yetenekliler ki bu
yeteneklerine yetişmek neredeyse mümkün değil! Zaman zaman burjuva medya ve
basınında bu yöneticiler ne de güzel yeteneklerini ortaya koyuyorlar.
Ellerindeki güce arkalarındaki her türlü faşist güce dayanarak her geçen gün bu
yeteneklerini daha da geliştiriyorlar. Elbette ki bu yetenekler insanı ve
doğayı sömürmeye dayanmakta. Bu yeteneklerini en iyi yalanlarıyla ortaya
koymaktalar. İsimlerini bile buraya yazmaya değmeyecek neye ve kime hizmet
ettikleri ayan beyan ortada olan bir yöneticiye soruluyor “ son dönemlerde
yapılan tutuklamalar eleştiriliyor”, yöneticinin cevabı yeteneğini ne de güzel
sergiliyor “Eleştiri güzel bir şeydir.
Eleştirsinler. Ne mutlu ki memleketimiz demokratik, özgür bir toplumdan
oluşuyor. Ne mutlu ki geniş bir toplumuz. Ne mutlu ki barış içinde kardeşçe
yaşıyoruz. Eleştiriler memleketimizin gücünü, kuvvetini gösteriyor. Bundan
güzel ne olabilir. Eleştirin, eleştirin hatta beş vakit eleştirin! Hem
memlekette ne kadar eleştiri varsa o kadar demokrasi, o kadar özgürlük var
demektir. Bundan dolayıdır ki ne mutlu bize.”
Bu
sözlerin tam karşılığı nedir peki?
“Memlekette öylesine bir faşizm gerçekleştirdik ki, öylesine adaletsiz,
hukuksuz, her türlü gaspa, inkâra, katliama, haksızlığa açığız ki ve bunu her
alana yaymışız ki yatın kalkın beş vakit dua edin ne mutlu ki eleştiri
yapıyorsunuz biz de buna izin veriyoruz”
karşılığı budur.
Yöneticilerin
yetenekleri bunlarla da kalmıyor, ne diyorlar “sabah akşam şükredin bu günler
huzur dolu, refah dolu, adalet dolu günler, hiç şikâyet etmeyin. Zaten nedir o
öyle şikâyetmiş, muhalefetmiş, isyanmış uzak durun böyle şeylerden. Hem yasak,
hem günah, ayıptır öyle şeyler yapmayın. Güzel güzel evden işe, işten eve,
evden okula, okuldan eve, evden tarlaya, tarladan eve. Sakın yolunuzu
şaşırmayın. Bugünler gelecek günlerden çok çok daha iyi ne mutlu size.”
İşte
tam da bunun içindir ki bilimsel sosyalistler üretici güçleri her alanda
örgütlemelidir. Bunun içindir ki daha fazla çalışmalıdır, daha fazla
üretmelidir, daha fazla mücadele etmelidir. Mevcut sistemin hâkim sınıflarının
her türlü medyasından basınından, özel mülkiyet anlayışından, köşe kapmaca
yazarlarından, akademisyenlerinden, tüketim araçlarından uzak durmalıdır
halkımız. Bu da ona sunulacak alternatif politikalarla, kültürle, sanatla,
edebiyatla, bilimle olur.
Eleştirmek,
eleştirmek, muhalefet, muhalefet hepsi ama hepsi mevcut sistemin hâkim
sınıfları ve onların yöneticileri için çok fazla bir şey ifade etmiyor, hatta
hatta bir yerleriyle gülüyorlar.
Geçmişten
günümüze gelen ve halen devam eden en küçük bilimsel sosyalist mücadeleye ve
toplumsal mücadeleler tarihine sahip çıkılmalı, onu yeniden güçlendirmeli,
yeniden daha fazla örgütlenmeli ve örgütlemeliyiz.
Unutulmasın
ki emperyalizmle, kapitalizmle, faşizmle, gericilikle, yobazlıkla, ırkçılıkla,
milliyetçilikle, dincilikle, kısacası burjuvazinin çıkar ve menfaatleri için var
olan her şeyle mücadelenin yolu, teorisi, pratiği Bilimsel Sosyalizmdir.
Bilimsel Sosyalizmden en küçük sapma, en küçük ayrılık, en küçük zafiyet, en
küçük kopuş hem kişiyi, hem toplulukları, hem hareketi, hem geçmişten günümüze
gelen mücadele birikimini ya emperyalizmin ya kapitalizmin ya faşizmin ya da
adı ne olursa olsun burjuvazinin hizmetine sunmak demektir. Özellikle son
dönemlerde sözde "demokratlık adına, sol adına, sosyalizm adına, üretici
güçlerin ve halkların mücadelesi adına mücadele edenler" bu sapmaya dikkat
etmelidir. Aksi halde mevcut sistemin hâkim sınıfları ve yöneticileri daha çok
yeteneklerini ortaya koyacaktır.
Bilimsel
sosyalizmden sapmadan verilecek bir mücadele ancak bu yalan ve sahte
yetenekleri yok edebilir. Yükseltilecek olan, örgütlenecek olan, paylaşılacak
olan, üretilecek olan asla burjuva değerleri değil Bilimsel Sosyalist değerler
olmalıdır.
HASAN HÜSEYİN BEYDİL
03.02.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder