17 Şubat 2016 Çarşamba

MEVCUT SİSTEMDEN MEDET UMANLAR, ACINACAK HALE DÜŞER!

Mevcut sistemin hâkim sınıflarının yöneticileri öylesine yetenekliler ki bu yeteneklerine yetişmek neredeyse mümkün değil! Zaman zaman burjuva medya ve basınında bu yöneticiler ne de güzel yeteneklerini ortaya koyuyorlar. Ellerindeki güce arkalarındaki her türlü faşist güce dayanarak her geçen gün bu yeteneklerini daha da geliştiriyorlar. Elbette ki bu yetenekler insanı ve doğayı sömürmeye dayanmakta. Bu yeteneklerini en iyi yalanlarıyla ortaya koymaktalar. İsimlerini bile buraya yazmaya değmeyecek neye ve kime hizmet ettikleri ayan beyan ortada olan bir yöneticiye soruluyor “ son dönemlerde yapılan tutuklamalar eleştiriliyor”, yöneticinin cevabı yeteneğini ne de güzel sergiliyor  “Eleştiri güzel bir şeydir. Eleştirsinler. Ne mutlu ki memleketimiz demokratik, özgür bir toplumdan oluşuyor. Ne mutlu ki geniş bir toplumuz. Ne mutlu ki barış içinde kardeşçe yaşıyoruz. Eleştiriler memleketimizin gücünü, kuvvetini gösteriyor. Bundan güzel ne olabilir. Eleştirin, eleştirin hatta beş vakit eleştirin! Hem memlekette ne kadar eleştiri varsa o kadar demokrasi, o kadar özgürlük var demektir. Bundan dolayıdır ki ne mutlu bize.”

Bu sözlerin tam karşılığı nedir peki?  “Memlekette öylesine bir faşizm gerçekleştirdik ki, öylesine adaletsiz, hukuksuz, her türlü gaspa, inkâra, katliama, haksızlığa açığız ki ve bunu her alana yaymışız ki yatın kalkın beş vakit dua edin ne mutlu ki eleştiri yapıyorsunuz biz de buna izin veriyoruz”  karşılığı budur.

Yöneticilerin yetenekleri bunlarla da kalmıyor, ne diyorlar “sabah akşam şükredin bu günler huzur dolu, refah dolu, adalet dolu günler, hiç şikâyet etmeyin. Zaten nedir o öyle şikâyetmiş, muhalefetmiş, isyanmış uzak durun böyle şeylerden. Hem yasak, hem günah, ayıptır öyle şeyler yapmayın. Güzel güzel evden işe, işten eve, evden okula, okuldan eve, evden tarlaya, tarladan eve. Sakın yolunuzu şaşırmayın. Bugünler gelecek günlerden çok çok daha iyi ne mutlu size.”

İşte tam da bunun içindir ki bilimsel sosyalistler üretici güçleri her alanda örgütlemelidir. Bunun içindir ki daha fazla çalışmalıdır, daha fazla üretmelidir, daha fazla mücadele etmelidir. Mevcut sistemin hâkim sınıflarının her türlü medyasından basınından, özel mülkiyet anlayışından, köşe kapmaca yazarlarından, akademisyenlerinden, tüketim araçlarından uzak durmalıdır halkımız. Bu da ona sunulacak alternatif politikalarla, kültürle, sanatla, edebiyatla, bilimle olur.

Eleştirmek, eleştirmek, muhalefet, muhalefet hepsi ama hepsi mevcut sistemin hâkim sınıfları ve onların yöneticileri için çok fazla bir şey ifade etmiyor, hatta hatta bir yerleriyle gülüyorlar.

Geçmişten günümüze gelen ve halen devam eden en küçük bilimsel sosyalist mücadeleye ve toplumsal mücadeleler tarihine sahip çıkılmalı, onu yeniden güçlendirmeli, yeniden daha fazla örgütlenmeli ve örgütlemeliyiz.

Unutulmasın ki emperyalizmle, kapitalizmle, faşizmle, gericilikle, yobazlıkla, ırkçılıkla, milliyetçilikle, dincilikle, kısacası burjuvazinin çıkar ve menfaatleri için var olan her şeyle mücadelenin yolu, teorisi, pratiği Bilimsel Sosyalizmdir. Bilimsel Sosyalizmden en küçük sapma, en küçük ayrılık, en küçük zafiyet, en küçük kopuş hem kişiyi, hem toplulukları, hem hareketi, hem geçmişten günümüze gelen mücadele birikimini ya emperyalizmin ya kapitalizmin ya faşizmin ya da adı ne olursa olsun burjuvazinin hizmetine sunmak demektir. Özellikle son dönemlerde sözde "demokratlık adına, sol adına, sosyalizm adına, üretici güçlerin ve halkların mücadelesi adına mücadele edenler" bu sapmaya dikkat etmelidir. Aksi halde mevcut sistemin hâkim sınıfları ve yöneticileri daha çok yeteneklerini ortaya koyacaktır.

Bilimsel sosyalizmden sapmadan verilecek bir mücadele ancak bu yalan ve sahte yetenekleri yok edebilir. Yükseltilecek olan, örgütlenecek olan, paylaşılacak olan, üretilecek olan asla burjuva değerleri değil Bilimsel Sosyalist değerler olmalıdır.

HASAN HÜSEYİN BEYDİL
03.02.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder