17 Şubat 2016 Çarşamba

MAGAZİNSEL SİYASETİN PSİKOLOJİK –KUSMUK- SAVAŞI ÜSTÜNE

Küfretmek, hakaret etmek, bağırmak, çağırmak, çığlık atmak, hatta kendini yırtmak, hop oturup hop kalkmak vs vs. kapitalist sistem bunlardan ne anlıyor? Hiçbir şey. Hatta tınlamıyor bile. Hatta daha ileri gidip on binler, yüzbinler sokaklara dökülüp sabahtan akşama kadar yürüyebilir, ne diyordu “yollar yürümekle aşınmaz” gerçi sabah akşam belediyeler bol bol yol yapıyor, kaldırım değiştiriyor. Sonuç olarak yollar aşınsa da görüldüğü üzere değiştiriliyor kaldırımlar. Ama mevcut sistem yerli yerinde duruyor. Hatta yüzbinler değil, milyonlar çıkıp caddelerde İskoçyalılar gibi pantolonlarını sıyırıp kıçlarını gösterseler dahi burjuvazi tınlamaz, hatta o da kıçıyla güler.

Burjuvazinin ideologları vardı, eskilerde hem de okur-yazar olanlarından, burjuva akademilerinde kelli felli bölümlerden mezun olurlardı, isimlerinin önüne de lokomotif gibi unvanlar takarlardı ve yüzyıllar boyunca bu çalışkan memurlar sabah akşam otururlar onları besleyenlerin çıkar ve menfaatleri için Bilimsel Sosyalizmin önderleriyle, liderleriyle, ideologlarıyla, teorisyenleriyle mücadele ederlerdi. Yıllar geçti kapitalizm yaygınlaştı, emperyalizm yeşerdi, büyüdü, serpildi. Kapitalizm her ülkede elbette farklı farklı boyutlarda ve yoğunluklarda yaşandı. Bu farklı farklı boyutlar ve yoğunluklarda yaşanan kapitalizmlerin farklı farklı da ideologları oluştu. Bu ideologlar, teorisyenler, gazeteciler, aydınlar, vs sinsilesi karşı da çıksak pek çok eser ortaya koydular. Bu eserlere Bilimsel Sosyalizmin ideologları, teorisyenleri, gazetecileri, aydınları vs sinsileler halinde gerekli bilimsel cevapları verdiler. Burjuvazi Bilimsel Sosyalizme olan düşmanlığını ve saldırganlığını her dönem hemen hemen her ülkede en üst seviyelerde gösterdi ve göstermekte.

Yaşadığımız coğrafyaya gelince ne acıdır biz Bilimsel Sosyalistler için, dişe dokunacak tek bir burjuva ideoloğu, teorisyeni, gazetecisi, aydını yok ki cevap verelim. Bir açıdan bakıldığında avantaj gibi görünse de zaman zaman kimileri için dezavantaj da olabilir, olabiliyor da. Özellikle bu durum dar, basit, kuramdan, teoriden, bilgi birikiminden, uzak pek çoğunun burjuvazinin magazinsel siyasetinin tezgâhına düştüğü görülmektedir.

Kaldı ki karşımız da dişimize göre ideologlar, teorisyenler, gazeteciler, aydınlar vs olmadığından Bilimsel Sosyalizm adına uluslararası verilerden yararlanmaktan başka bir şey kalmıyor! Kimi zaman da yaşadığımız coğrafyanın sınıfsal tarihi üzerinden üretimler yapıyoruz! Kimi zamanda mevcut sistemin değiştirilmesi üzerine üretimlerde bulunuyoruz!

Karşımıza çıkarılmış olan soytarıların, ne oldukları belli olmayan kişilikten, kimlikten yoksun, kendince burjuvaziyi ve onun çıkarlarını savunan sağdan, soldan, çöplükten toplama, ağzından burnundan salyalar akan, cinsiyetleri belli olmayanlarla, dolup taşan sözde teori ve siyasetleriyle karşı karşıyayız. Pek çok sol, sosyalist çevrede zaman zaman bu soytarıları ciddiye alıp kendince cevaplar vererek farkında olmadan burjuvazinin değirmenine su taşımaktadırlar.

“reklamın kötüsü olmaz” burjuvazi ve onun işbirlikçileri için her şey bu kadar basittir ve mubahtır. “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” bu cümlenin arkasındaki basit ama pek çok şeyi içeren anlayışı kavramadan, anlamadan, çözümlemeden sistem ya da sistemin magazinsel siyaseti üstüne ne yapılırsa yapılsın sadece basit demagojiden başka bir şey olamaz. Ayrıca magazinsel siyasete dönük sözde eleştiri, yorum, vs de sadece sınıf mücadelesinden, örgütlenmesinden uzaklaşma olmayıp hatta mücadeleyi ve örgütlenmeyi sekteye uğratacak girişimlerdir.

Yaşadığımız coğrafyada yalanla, hakaretle, iftirayla, şantajla, tehditle, soytarılıkla, kafa karışıklığıyla, bilgi eksikliğiyle, vs sözde siyasal yazılar, programlar, vs yapan ne oldukları esasında çok ama çok belli olan siyasetçi, yazar, gazeteci, köşe –kapmacı- yazarı çok açık net bir şekilde incelendiğinde zerre kadar ideolojik, politik bir yazma, konuşma yeteneğine sahip değillerdir. Tek tek bakalım, inceleyelim, hangisinin olduğu önemli değil şu an yayın yapan televizyonlarda, radyolarda, internet sitelerinde, şu an yayınlanan hangi dergi, gazete vs hangisinde olursa olsun yapılan konuşmalar, yazılar vs zerre kadar ideolojik politik bir şey içermemektedir! Başlangıç için böyle diyelim! Ancak durum tam da bu mudur, elbette değil! Öncelikle pek çok Bilimsel Sosyalistinde bildiği gibi kapitalist ideoloji ve politikalar az çok belli bir zemine oturur ve arkasına da pozitif bilimleri alarak sözde varoluşunu ayakta tutmaya çalışır. Zaman zaman ortaya konulan kapitalist ideolojik politik söylem ve yazım birikimi Bilimsel Sosyalistlerin eleştiri ve mücadele perspektifiyle yeni yorum ve değerlendirmelerin üretilmesine sebep dahi olur. Tıpkı kapitalistlerin Bilimsel Sosyalizmi inceleyerek onunla daha iyi nasıl savaşırızın cevabı araması gibi.

Oysa yaşadığımız coğrafyada mevcut sistemi savunanlar ve bunun için konuşan ya da yazanlar rezil, aşağılık, pislik, tamamen cehalet bataklığında yıkanarak sağa sola salyalarını akıtan, tehditten, iftiradan, yalandan başka hiçbir şey bilmeyen, aşağılık kompleksine batmış, patronuna yaranacağım diye neredeyse ekranlarda ya da gazete köşelerinde kudurmuş köpekler –köpeklere de kurban olsunlar ayrıca- gibi sadece psikolojik –kusmuk- savaş yöntemleri üzerinden saldırmaktan başka ürettikleri hiç bir şey yok.

Ne kullandıkları kelimenin, ne kullandıkları kavramların, ne bahsettikleri kişilerin, ne ele aldıkları tarihin, ne saldırdıkları siyasal anlayışın ne olduğunu, nasıl olduğunu, kim olduğunu vs bilmeden kamyon kamyon salyayı sağa sola akıtarak, nereye saldıracaklarını, kime küfür edeceklerini şaşırmış kadınının kadın olmadığı, erkeğinin erkek olmadığı, cinsiyetlerinin bile salya sümük olduğu kişiler üzerinden burjuvazi kendini savunmakta, sistemini ayakta tutmakta. Evet, burjuvazinin kendisini savunacağı bu coğrafyada doğru düzgün elle tutulur tek bir yazarı, çizeri vs dahi kalmamıştır! Bu da yaşadığımız coğrafyada mevcut sistemin devrim koşullarının açık ve net oluştuğunun göstergesidir. Anlayana tabi!

Buyurun kimmiş o meşhur burjuva ideoloğu ya da aydını ya da köşe –kapmaca- yazarı gelsin hele bir adım öne de bakalım hangi tarihi, hangi politikayı, hangi ekonomiyi, hangi bilimi ne kadar biliyormuş görelim!

Ne söyledikleri, ne yaptıkları, ne hangi daldan dala sıçradıkları belli olmayan bu köşe –kapmaca- yazarlarını ideologdan, teorisyenden, aydından sayan sol, sosyalist, demokrat çevrelerin vay haline, vay vay vay!

Mevcut sistemin egemen sınıflarına kendilerini beğendirmek, üç beş kuruş maaş almak, bir iki unvan almak, ekranlarda, gazete köşelerinde görünmek adına her türlü şaklabanlığı, ayyaşlığı, soytarılığı, yapan sabah akşam adeta sarhoş dolaşan ve bugün kime saldırıyım, nereye saldırıyım, bugün kimin üstüne kusayım bu yalanlarımı, iftiralarımı, tehditlerimi diye köşe bucak dolanan bu soytarıları bir de muhatap alıp konuşan, yazan, çizen sol, sosyalist, demokratların vay haline!

Bu psikolojik –kusmuk- savaşını anlamadan, yorumlamadan, çözümlemeden kim kimi, neyi, nasıl eleştiriyor?  Yapılan eleştirilerin ve muhalefetin Devrime ve Sosyalizme gerçekten faydası var mı? Yoksa sırf eleştirmek ve muhalefet olmak adına mı her şey? Bilimsel Sosyalist örgütlenme, bilinçlenme, mücadele adına çalışmak, üretmek daha mı faydalı, yoksa bu kusmukçulara cevap vermek mi daha faydalı? Pek çok kesim Bilimsel Sosyalizm üstüne yapılan çalışmaları “basit, sıradan, küçük” algılıyor ya da “bu halk bunları ne anlasın”, “bu halkın dili bu değil”, “bunlar çok ağır konular”, “herkes sizin kadar bilgili değil”, “kimbilir sen bu seviyeye ne kadar zamanda geldin”, vs gibi daha nice inci değerinde! Sözlerle, burjuvazinin bu kusmukçularıyla uğraşmayı, Bilimsel Sosyalist çalışmaları desteklemeye yeğ tutmaktalar. Oysa bu enerji bitmez tükenmez enerji değildir. Herkesin enerjisi belli ve bu enerji doğru yerlerde, doğru zamanda Bilimsel Sosyalizmin ilerlemesi, gelişmesi, yaygınlaşması ve örgütlenmesi adına kullanılmalıdır. Burjuva ideoloğu, aydını, yazarı vs dahi olamayacak seviyesiz, düşük düşük konuşan, sadece salyalarıyla sağa sola saldıran, küfürden, hakaretten, tehditten başka bir şey bilmeyen burjuva köşe –kapmaca- yazarlarının, çizerlerinin, programcılarının diline bakarak ideolojik politik mücadele tek başına devrim ve sosyalizm sorunu çözmez. Belki birileri bu popüler magazinsel siyaset kusmuklarıyla siyasallaştırabilir! Unutulmasın ki Bilimsel Sosyalizmin temel verilerini, bilgilerini, ideolojik politik birikimini, strateji ve taktik özelliklerini kavramayanlar kısacası kadrolaşamamış unsurlar her an her yerde birde bakmışsınız ki burjuvazinin değirmenine su taşıyor olacaktır. Altmışlar, yetmişler, seksenler, doksanlar, hele hele son ikibinler bu coğrafya da ucuz, popüler, magazinsel, sadece muhalefet olmak, sadece eleştirel olmak üstüne kurulu ideolojik politik akımların zamanla nasıl burjuvazinin ve onun medyasının, basının, partilerinin yedeği ya da destekçisi olduğunu bizlere yaşatmıştır, göstermiştir. Dolayısıyla evet eleştirilmeli, muhalefet edilmeli, yorum yapılmalı, ancak bunlar Bilimsel Sosyalist temel ilkeler ve strateji ve taktik boyutlarda ele alınıp değerlendirilmiyorsa, var olan her türlü teorik pratik birikim mevcut sistemin yerle bir edilmesine yönelik yapılmıyorsa zamanla yapılanların “reklamın kötüsü olmaz” mantıklı burjuvaziye yarayacağı unutulmasın.

Temel esas yaklaşım öncelikli olarak kendi tarihsel, kültürel, ideolojik, politik, sınıfsal geçmişine, bugününe, yarına sahip çıkmak, onun üzerinden bilmek, anlamak, yorumlamak, anlatmak ve uygulamalar yapmaktır.

Psikolojik –kusmuk- savaşının toptan tüfekten, katliamdan, cezaevinden vs daha tehlikeli olduğunu kavramak zorundayız. Mevcut sistemin soytarı köşe –kapmaca- yazarlarının lafazanlıklarına kapılıp arka plandaki en tehlikeli psikolojik –kusmuk- savaş strateji ve taktiklerini görmezden gelmek zamanla muhalif olanın muhalif olduğuna benzemesini getirir. Nitekim düne kadar “milliyetçiliğe” karşı olanlar bugün milliyetçi olmak adına neredeyse kıçlarını yırtmaktalar, düne kadar “burjuvazi ”ye karşı çıkanlar bugün burjuva olma hayaliyle yanıp tutuşmaktalar. Peki, neden böyle oluyor bunlar, çok basit bir zamanlar savundukları ideolojik politik düşüncenin sadece muhalefet ve eleştiriden zannettikleri için! Oysa Bilimsel Sosyalizmin sadece muhalefet olmak ya da eleştiri yapmak gibi bir derdi olmamıştı. Tam tersine muhalefet olması da eleştiri yapması da tamamıyla mevcut sistemi yıkmanın ve yerine Bilimsel Sosyalizmi inşa etmenin sadece yol ve yöntemelerinden bir ikisidir.

Burjuvazinin bu psikolojik kusmuk köşe –kapmaca- yazarlarının lafazanlıklarına kapılıp bu soytarılığa ortak olmak tam da onların istediğidir. Böylece asli görev ve sorumluklarımızdan uzaklaşıp, enerjimizi onların kusmuklarına, küfürlerine, hakaretlerine harcayacağız böylece onların tezgâhına düşmüş olacağız. Evet, son dönemde sol, sosyalizm, demokrasi adına siyaset yaptığını ya da savunduğunu söyleyen pek çok kişi ya da çevre bu tezgâha düşmüş durumdadır! Ondandır ki bu kusmuk bataklığında debelenmekten mevcut sistem ve onun bürokrasisi her geçen gün daha da güçlenerek yoluna durmaksızın devam etmektedir. Sense! Sadece muhalefet ve eleştiri –ki mücadelenin önemli unsurlarındandır- yaparak mevcut sistemi alaşağı edeceğini, birilerini örgütleyeceğini, kadrolaşacağını sanıyorsun! Yanılıyorsunuz beyler, bayanlar! Bu iş böyle olmuyor maalesef, olmazda bilesiniz.

Unutulmaması gereken en temel unsurlardan birisi dünya siyaset tarihine nereden bakarsak bakalım, hangi ülkede olursa olsun sadece ve sadece muhalefet ve eleştiri yapmakla hiç bir ülkede kapitalizm yenilgiye uğratılamamıştır.

Örgütlenmeyen, örgütlenmeyen, örgütlenmeyen, çalışmayan, çalışmayan, çalışmayan, üretmeyen, üretmeyen, üretmeyen, kadrolaşmayan, kadrolaşmayan, kadrolaşmayan, hiçbir sınıf, halk, kadın, erkek, ulus, cinsiyet, adına ne derseniz deyin, sömürgeci, barbar, katliamcı, hiçbir sistem karşısında mücadele edemez, zafere ulaşamaz.

Bilimsel Sosyalizm kapitalizm karşısındaki zaferi örgütlenmeye, çalışmaya, üretmeye, kadrolaşmaya dayalıdır.


HASAN HÜSEYİN BEYDİL
20.04.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder