MAGAZİNSEL SİYASETİN PSİKOLOJİK –KUSMUK-
SAVAŞI ÜSTÜNE
Küfretmek,
hakaret etmek, bağırmak, çağırmak, çığlık atmak, hatta kendini yırtmak, hop
oturup hop kalkmak vs vs. kapitalist sistem bunlardan ne anlıyor? Hiçbir şey.
Hatta tınlamıyor bile. Hatta daha ileri gidip on binler, yüzbinler sokaklara
dökülüp sabahtan akşama kadar yürüyebilir, ne diyordu “yollar yürümekle
aşınmaz” gerçi sabah akşam belediyeler bol bol yol yapıyor, kaldırım
değiştiriyor. Sonuç olarak yollar aşınsa da görüldüğü üzere değiştiriliyor
kaldırımlar. Ama mevcut sistem yerli yerinde duruyor. Hatta yüzbinler değil,
milyonlar çıkıp caddelerde İskoçyalılar gibi pantolonlarını sıyırıp kıçlarını
gösterseler dahi burjuvazi tınlamaz, hatta o da kıçıyla güler.
Burjuvazinin
ideologları vardı, eskilerde hem de okur-yazar olanlarından, burjuva
akademilerinde kelli felli bölümlerden mezun olurlardı, isimlerinin önüne de
lokomotif gibi unvanlar takarlardı ve yüzyıllar boyunca bu çalışkan memurlar
sabah akşam otururlar onları besleyenlerin çıkar ve menfaatleri için Bilimsel
Sosyalizmin önderleriyle, liderleriyle, ideologlarıyla, teorisyenleriyle
mücadele ederlerdi. Yıllar geçti kapitalizm yaygınlaştı, emperyalizm yeşerdi,
büyüdü, serpildi. Kapitalizm her ülkede elbette farklı farklı boyutlarda ve
yoğunluklarda yaşandı. Bu farklı farklı boyutlar ve yoğunluklarda yaşanan
kapitalizmlerin farklı farklı da ideologları oluştu. Bu ideologlar,
teorisyenler, gazeteciler, aydınlar, vs sinsilesi karşı da çıksak pek çok eser
ortaya koydular. Bu eserlere Bilimsel Sosyalizmin ideologları, teorisyenleri,
gazetecileri, aydınları vs sinsileler halinde gerekli bilimsel cevapları verdiler.
Burjuvazi Bilimsel Sosyalizme olan düşmanlığını ve saldırganlığını her dönem
hemen hemen her ülkede en üst seviyelerde gösterdi ve göstermekte.
Yaşadığımız
coğrafyaya gelince ne acıdır biz Bilimsel Sosyalistler için, dişe dokunacak tek
bir burjuva ideoloğu, teorisyeni, gazetecisi, aydını yok ki cevap verelim. Bir
açıdan bakıldığında avantaj gibi görünse de zaman zaman kimileri için
dezavantaj da olabilir, olabiliyor da. Özellikle bu durum dar, basit, kuramdan,
teoriden, bilgi birikiminden, uzak pek çoğunun burjuvazinin magazinsel
siyasetinin tezgâhına düştüğü görülmektedir.
Kaldı
ki karşımız da dişimize göre ideologlar, teorisyenler, gazeteciler, aydınlar vs
olmadığından Bilimsel Sosyalizm adına uluslararası verilerden yararlanmaktan
başka bir şey kalmıyor! Kimi zaman da yaşadığımız coğrafyanın sınıfsal tarihi
üzerinden üretimler yapıyoruz! Kimi zamanda mevcut sistemin değiştirilmesi
üzerine üretimlerde bulunuyoruz!
Karşımıza
çıkarılmış olan soytarıların, ne oldukları belli olmayan kişilikten, kimlikten
yoksun, kendince burjuvaziyi ve onun çıkarlarını savunan sağdan, soldan,
çöplükten toplama, ağzından burnundan salyalar akan, cinsiyetleri belli
olmayanlarla, dolup taşan sözde teori ve siyasetleriyle karşı karşıyayız. Pek
çok sol, sosyalist çevrede zaman zaman bu soytarıları ciddiye alıp kendince
cevaplar vererek farkında olmadan burjuvazinin değirmenine su taşımaktadırlar.
“reklamın
kötüsü olmaz” burjuvazi ve onun işbirlikçileri için her şey bu kadar basittir
ve mubahtır. “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” bu cümlenin arkasındaki
basit ama pek çok şeyi içeren anlayışı kavramadan, anlamadan, çözümlemeden
sistem ya da sistemin magazinsel siyaseti üstüne ne yapılırsa yapılsın sadece
basit demagojiden başka bir şey olamaz. Ayrıca magazinsel siyasete dönük sözde
eleştiri, yorum, vs de sadece sınıf mücadelesinden, örgütlenmesinden uzaklaşma
olmayıp hatta mücadeleyi ve örgütlenmeyi sekteye uğratacak girişimlerdir.
Yaşadığımız
coğrafyada yalanla, hakaretle, iftirayla, şantajla, tehditle, soytarılıkla,
kafa karışıklığıyla, bilgi eksikliğiyle, vs sözde siyasal yazılar, programlar,
vs yapan ne oldukları esasında çok ama çok belli olan siyasetçi, yazar,
gazeteci, köşe –kapmacı- yazarı çok açık net bir şekilde incelendiğinde zerre
kadar ideolojik, politik bir yazma, konuşma yeteneğine sahip değillerdir. Tek
tek bakalım, inceleyelim, hangisinin olduğu önemli değil şu an yayın yapan
televizyonlarda, radyolarda, internet sitelerinde, şu an yayınlanan hangi
dergi, gazete vs hangisinde olursa olsun yapılan konuşmalar, yazılar vs zerre
kadar ideolojik politik bir şey içermemektedir! Başlangıç için böyle diyelim!
Ancak durum tam da bu mudur, elbette değil! Öncelikle pek çok Bilimsel
Sosyalistinde bildiği gibi kapitalist ideoloji ve politikalar az çok belli bir
zemine oturur ve arkasına da pozitif bilimleri alarak sözde varoluşunu ayakta
tutmaya çalışır. Zaman zaman ortaya konulan kapitalist ideolojik politik söylem
ve yazım birikimi Bilimsel Sosyalistlerin eleştiri ve mücadele perspektifiyle
yeni yorum ve değerlendirmelerin üretilmesine sebep dahi olur. Tıpkı
kapitalistlerin Bilimsel Sosyalizmi inceleyerek onunla daha iyi nasıl
savaşırızın cevabı araması gibi.
Oysa
yaşadığımız coğrafyada mevcut sistemi savunanlar ve bunun için konuşan ya da
yazanlar rezil, aşağılık, pislik, tamamen cehalet bataklığında yıkanarak sağa
sola salyalarını akıtan, tehditten, iftiradan, yalandan başka hiçbir şey
bilmeyen, aşağılık kompleksine batmış, patronuna yaranacağım diye neredeyse
ekranlarda ya da gazete köşelerinde kudurmuş köpekler –köpeklere de kurban
olsunlar ayrıca- gibi sadece psikolojik –kusmuk- savaş yöntemleri üzerinden
saldırmaktan başka ürettikleri hiç bir şey yok.
Ne
kullandıkları kelimenin, ne kullandıkları kavramların, ne bahsettikleri
kişilerin, ne ele aldıkları tarihin, ne saldırdıkları siyasal anlayışın ne
olduğunu, nasıl olduğunu, kim olduğunu vs bilmeden kamyon kamyon salyayı sağa
sola akıtarak, nereye saldıracaklarını, kime küfür edeceklerini şaşırmış
kadınının kadın olmadığı, erkeğinin erkek olmadığı, cinsiyetlerinin bile salya
sümük olduğu kişiler üzerinden burjuvazi kendini savunmakta, sistemini ayakta
tutmakta. Evet, burjuvazinin kendisini savunacağı bu coğrafyada doğru düzgün
elle tutulur tek bir yazarı, çizeri vs dahi kalmamıştır! Bu da yaşadığımız
coğrafyada mevcut sistemin devrim koşullarının açık ve net oluştuğunun
göstergesidir. Anlayana tabi!
Buyurun
kimmiş o meşhur burjuva ideoloğu ya da aydını ya da köşe –kapmaca- yazarı
gelsin hele bir adım öne de bakalım hangi tarihi, hangi politikayı, hangi
ekonomiyi, hangi bilimi ne kadar biliyormuş görelim!
Ne
söyledikleri, ne yaptıkları, ne hangi daldan dala sıçradıkları belli olmayan bu
köşe –kapmaca- yazarlarını ideologdan, teorisyenden, aydından sayan sol,
sosyalist, demokrat çevrelerin vay haline, vay vay vay!
Mevcut
sistemin egemen sınıflarına kendilerini beğendirmek, üç beş kuruş maaş almak,
bir iki unvan almak, ekranlarda, gazete köşelerinde görünmek adına her türlü
şaklabanlığı, ayyaşlığı, soytarılığı, yapan sabah akşam adeta sarhoş dolaşan ve
bugün kime saldırıyım, nereye saldırıyım, bugün kimin üstüne kusayım bu
yalanlarımı, iftiralarımı, tehditlerimi diye köşe bucak dolanan bu soytarıları
bir de muhatap alıp konuşan, yazan, çizen sol, sosyalist, demokratların vay
haline!
Bu
psikolojik –kusmuk- savaşını anlamadan, yorumlamadan, çözümlemeden kim kimi,
neyi, nasıl eleştiriyor? Yapılan
eleştirilerin ve muhalefetin Devrime ve Sosyalizme gerçekten faydası var mı?
Yoksa sırf eleştirmek ve muhalefet olmak adına mı her şey? Bilimsel Sosyalist
örgütlenme, bilinçlenme, mücadele adına çalışmak, üretmek daha mı faydalı,
yoksa bu kusmukçulara cevap vermek mi daha faydalı? Pek çok kesim Bilimsel
Sosyalizm üstüne yapılan çalışmaları “basit, sıradan, küçük” algılıyor ya da
“bu halk bunları ne anlasın”, “bu halkın dili bu değil”, “bunlar çok ağır
konular”, “herkes sizin kadar bilgili değil”, “kimbilir sen bu seviyeye ne
kadar zamanda geldin”, vs gibi daha nice inci değerinde! Sözlerle, burjuvazinin
bu kusmukçularıyla uğraşmayı, Bilimsel Sosyalist çalışmaları desteklemeye yeğ
tutmaktalar. Oysa bu enerji bitmez tükenmez enerji değildir. Herkesin enerjisi
belli ve bu enerji doğru yerlerde, doğru zamanda Bilimsel Sosyalizmin
ilerlemesi, gelişmesi, yaygınlaşması ve örgütlenmesi adına kullanılmalıdır.
Burjuva ideoloğu, aydını, yazarı vs dahi olamayacak seviyesiz, düşük düşük
konuşan, sadece salyalarıyla sağa sola saldıran, küfürden, hakaretten,
tehditten başka bir şey bilmeyen burjuva köşe –kapmaca- yazarlarının,
çizerlerinin, programcılarının diline bakarak ideolojik politik mücadele tek
başına devrim ve sosyalizm sorunu çözmez. Belki birileri bu popüler magazinsel
siyaset kusmuklarıyla siyasallaştırabilir! Unutulmasın ki Bilimsel Sosyalizmin
temel verilerini, bilgilerini, ideolojik politik birikimini, strateji ve taktik
özelliklerini kavramayanlar kısacası kadrolaşamamış unsurlar her an her yerde
birde bakmışsınız ki burjuvazinin değirmenine su taşıyor olacaktır. Altmışlar,
yetmişler, seksenler, doksanlar, hele hele son ikibinler bu coğrafya da ucuz,
popüler, magazinsel, sadece muhalefet olmak, sadece eleştirel olmak üstüne
kurulu ideolojik politik akımların zamanla nasıl burjuvazinin ve onun
medyasının, basının, partilerinin yedeği ya da destekçisi olduğunu bizlere
yaşatmıştır, göstermiştir. Dolayısıyla evet eleştirilmeli, muhalefet edilmeli,
yorum yapılmalı, ancak bunlar Bilimsel Sosyalist temel ilkeler ve strateji ve
taktik boyutlarda ele alınıp değerlendirilmiyorsa, var olan her türlü teorik
pratik birikim mevcut sistemin yerle bir edilmesine yönelik yapılmıyorsa
zamanla yapılanların “reklamın kötüsü olmaz” mantıklı burjuvaziye yarayacağı
unutulmasın.
Temel
esas yaklaşım öncelikli olarak kendi tarihsel, kültürel, ideolojik, politik,
sınıfsal geçmişine, bugününe, yarına sahip çıkmak, onun üzerinden bilmek,
anlamak, yorumlamak, anlatmak ve uygulamalar yapmaktır.
Psikolojik
–kusmuk- savaşının toptan tüfekten, katliamdan, cezaevinden vs daha tehlikeli
olduğunu kavramak zorundayız. Mevcut sistemin soytarı köşe –kapmaca-
yazarlarının lafazanlıklarına kapılıp arka plandaki en tehlikeli psikolojik
–kusmuk- savaş strateji ve taktiklerini görmezden gelmek zamanla muhalif olanın
muhalif olduğuna benzemesini getirir. Nitekim düne kadar “milliyetçiliğe” karşı
olanlar bugün milliyetçi olmak adına neredeyse kıçlarını yırtmaktalar, düne kadar
“burjuvazi ”ye karşı çıkanlar bugün burjuva olma hayaliyle yanıp tutuşmaktalar.
Peki, neden böyle oluyor bunlar, çok basit bir zamanlar savundukları ideolojik
politik düşüncenin sadece muhalefet ve eleştiriden zannettikleri için! Oysa
Bilimsel Sosyalizmin sadece muhalefet olmak ya da eleştiri yapmak gibi bir
derdi olmamıştı. Tam tersine muhalefet olması da eleştiri yapması da tamamıyla
mevcut sistemi yıkmanın ve yerine Bilimsel Sosyalizmi inşa etmenin sadece yol
ve yöntemelerinden bir ikisidir.
Burjuvazinin
bu psikolojik kusmuk köşe –kapmaca- yazarlarının lafazanlıklarına kapılıp bu
soytarılığa ortak olmak tam da onların istediğidir. Böylece asli görev ve
sorumluklarımızdan uzaklaşıp, enerjimizi onların kusmuklarına, küfürlerine,
hakaretlerine harcayacağız böylece onların tezgâhına düşmüş olacağız. Evet, son
dönemde sol, sosyalizm, demokrasi adına siyaset yaptığını ya da savunduğunu
söyleyen pek çok kişi ya da çevre bu tezgâha düşmüş durumdadır! Ondandır ki bu
kusmuk bataklığında debelenmekten mevcut sistem ve onun bürokrasisi her geçen
gün daha da güçlenerek yoluna durmaksızın devam etmektedir. Sense! Sadece
muhalefet ve eleştiri –ki mücadelenin önemli unsurlarındandır- yaparak mevcut
sistemi alaşağı edeceğini, birilerini örgütleyeceğini, kadrolaşacağını sanıyorsun!
Yanılıyorsunuz beyler, bayanlar! Bu iş böyle olmuyor maalesef, olmazda
bilesiniz.
Unutulmaması
gereken en temel unsurlardan birisi dünya siyaset tarihine nereden bakarsak
bakalım, hangi ülkede olursa olsun sadece ve sadece muhalefet ve eleştiri
yapmakla hiç bir ülkede kapitalizm yenilgiye uğratılamamıştır.
Örgütlenmeyen,
örgütlenmeyen, örgütlenmeyen, çalışmayan, çalışmayan, çalışmayan, üretmeyen,
üretmeyen, üretmeyen, kadrolaşmayan, kadrolaşmayan, kadrolaşmayan, hiçbir
sınıf, halk, kadın, erkek, ulus, cinsiyet, adına ne derseniz deyin, sömürgeci,
barbar, katliamcı, hiçbir sistem karşısında mücadele edemez, zafere ulaşamaz.
Bilimsel
Sosyalizm kapitalizm karşısındaki zaferi örgütlenmeye, çalışmaya, üretmeye,
kadrolaşmaya dayalıdır.
HASAN HÜSEYİN BEYDİL
20.04.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder