PROVAKASYON MU, DEVRİM PROVASI MI?
Yatın,
kalkın, iş güç, okul ev, fabrika, tarla, gezin, tozun, eğlenin, gülün oynayın,
sonra hiç bir şey olmamış gibi akşam olunca yatın uyuyun, atın tutun, sabah kalkın
aynı şeylere devam edin!
Sonrada
evleri işaretlemişler bilmem ne deyin, senin evini işaretlemesine gerek yok sen
daha doğar doğmaz bu ülkede fişlisin!
Hala
bunu bilmeyen almayan aymazlar çıkıpta sanki yeni bir şey oluyormuş gibi çığlık
atıp durmasın!
Devrime
Sosyalizme devrimci mücadeleye sırtını dönenler unutmasın ki her zaman faşizm
tarafından katledilmeye mahkûmdur. Devrimi desteklemeyeceksin, devrimcileri
desteklemeyeceksin, devrimci mücadelenin yanında olmayacaksın sonra evi kapıyı
işaretlediler diye ver yansın edeceksin yok öyle dava!
Daha
dün Roboski ’de bombaları yağdıran kimdi? Daha birkaç gün sonra Sivas
katliamını zaman aşımına uğratan kimdi? Hrant’ın katilini hayır örgüt değil
çoluk çocuk işi diyen kimdi?
Daha
geçen yıl Maraş katliamının protestosu yapılırken faşistlerin bir katliam
provası daha yaptığı yer neresiydi?
Bugün
daha bugün, Ankara üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesin de saldırıları
gerçekleştirenler kimdi?
Nazi
partilerini aratmayan faşist eylemler yap anlar nerede yaptılar daha dün?
Saymakla
bitmez, lafı sözü bırakın Devrime, Sosyalizme, yüzünü dönmeyenler, Devrime,
devrimcilere destek olmayan, yoldaş olmayanlar, yani sen, ben, o kısacası
hepimiz faşizme karşı mücadele cephesinde bir olmadığımız sürece daha çok kapı
pencere işaretlenecek.
Yarın
Adıyaman’dan katliam haberlerini duyana kadar, kadın demeden, çocuk demeden
katledilenlerin sayısı şu kadar denilene kadar yatalım uyuyalım dilimizi kışımızın
altına alalım!
Sonrada
iki basın açıklaması, iki protesto üç beş aydın sanatçı gitsin gelsin
Adıyaman’a, bir iki de meclis konuşması, sonra meclis araştırma komisyonu,
ardından aihm ye gidelim, yetmez, yetmez bir daha evet evet diyelim.
Hatta
belli saatlerde ışıkları söndürelim yakalım, o da yetmez yetmez, müzakere
yapalım, konuşalım hele bir tartışalım, bir bakalım beklide bir anayasa
yapılır, oradan da belki bir iki kırıntı verilir, ne olur ne olmaz burnumuzun
dibinde ne Kürdistan’ı görelim ne Suriye’yi görelim ne Yunanistan’ı ne de
diğerlerini seyredelim bol bol haberleri yazalım, çizelim, yorumlayalım, devam
devam durmak yok yola devam!
Sonra
soytarıca sözde sol, Sosyalizm adına liberalizmi pohpohlayalım, o da yetmezse
hadi cesaretin varsa şeriata gidelim diye nara atalım!
Vay
vay vay onca yıl, onca sene, onca feda, onca isyan, onca katliam, onca mücadele
bir gecede teslim edilecek öylemi? Bunları yaşamak, bunları duymak, bunları
bilmek, bunları görmek bir çürümedir.
Evet,
bir çürümedir.
Çürüme
toplumun her alanına, her noktasına işlemiş ise, o toplumda Devrim koşulları
hazır demektir.
Yeter
ki bu devrimi yapacak devrimciler, sosyalistler, komünistler üzerlerine düşeni
yapsın.
Aksi
halde önümüzde ki günler eğlencenin, festivallerin, konserlerin, düğünlerin,
bayramların günü olacaktır!
Ama
kime, kimin, kimilerin düğünü bayramı olur izleyin! Az sonra!
HASAN HÜSEYİN BEYDİL
01.03.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder