17 Şubat 2016 Çarşamba

PROVAKASYON MU, DEVRİM PROVASI MI?

Yatın, kalkın, iş güç, okul ev, fabrika, tarla, gezin, tozun, eğlenin, gülün oynayın, sonra hiç bir şey olmamış gibi akşam olunca yatın uyuyun, atın tutun, sabah kalkın aynı şeylere devam edin!

Sonrada evleri işaretlemişler bilmem ne deyin, senin evini işaretlemesine gerek yok sen daha doğar doğmaz bu ülkede fişlisin!

Hala bunu bilmeyen almayan aymazlar çıkıpta sanki yeni bir şey oluyormuş gibi çığlık atıp durmasın!

Devrime Sosyalizme devrimci mücadeleye sırtını dönenler unutmasın ki her zaman faşizm tarafından katledilmeye mahkûmdur. Devrimi desteklemeyeceksin, devrimcileri desteklemeyeceksin, devrimci mücadelenin yanında olmayacaksın sonra evi kapıyı işaretlediler diye ver yansın edeceksin yok öyle dava!

Daha dün Roboski ’de bombaları yağdıran kimdi? Daha birkaç gün sonra Sivas katliamını zaman aşımına uğratan kimdi? Hrant’ın katilini hayır örgüt değil çoluk çocuk işi diyen kimdi?

Daha geçen yıl Maraş katliamının protestosu yapılırken faşistlerin bir katliam provası daha yaptığı yer neresiydi?

Bugün daha bugün, Ankara üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesin de saldırıları gerçekleştirenler kimdi?

Nazi partilerini aratmayan faşist eylemler yap anlar nerede yaptılar daha dün?

Saymakla bitmez, lafı sözü bırakın Devrime, Sosyalizme, yüzünü dönmeyenler, Devrime, devrimcilere destek olmayan, yoldaş olmayanlar, yani sen, ben, o kısacası hepimiz faşizme karşı mücadele cephesinde bir olmadığımız sürece daha çok kapı pencere işaretlenecek.

Yarın Adıyaman’dan katliam haberlerini duyana kadar, kadın demeden, çocuk demeden katledilenlerin sayısı şu kadar denilene kadar yatalım uyuyalım dilimizi kışımızın altına alalım!

Sonrada iki basın açıklaması, iki protesto üç beş aydın sanatçı gitsin gelsin Adıyaman’a, bir iki de meclis konuşması, sonra meclis araştırma komisyonu, ardından aihm ye gidelim, yetmez, yetmez bir daha evet evet diyelim.

Hatta belli saatlerde ışıkları söndürelim yakalım, o da yetmez yetmez, müzakere yapalım, konuşalım hele bir tartışalım, bir bakalım beklide bir anayasa yapılır, oradan da belki bir iki kırıntı verilir, ne olur ne olmaz burnumuzun dibinde ne Kürdistan’ı görelim ne Suriye’yi görelim ne Yunanistan’ı ne de diğerlerini seyredelim bol bol haberleri yazalım, çizelim, yorumlayalım, devam devam durmak yok yola devam!

Sonra soytarıca sözde sol, Sosyalizm adına liberalizmi pohpohlayalım, o da yetmezse hadi cesaretin varsa şeriata gidelim diye nara atalım!

Vay vay vay onca yıl, onca sene, onca feda, onca isyan, onca katliam, onca mücadele bir gecede teslim edilecek öylemi? Bunları yaşamak, bunları duymak, bunları bilmek, bunları görmek bir çürümedir.

Evet, bir çürümedir.

Çürüme toplumun her alanına, her noktasına işlemiş ise, o toplumda Devrim koşulları hazır demektir.

Yeter ki bu devrimi yapacak devrimciler, sosyalistler, komünistler üzerlerine düşeni yapsın.

Aksi halde önümüzde ki günler eğlencenin, festivallerin, konserlerin, düğünlerin, bayramların günü olacaktır!


Ama kime, kimin, kimilerin düğünü bayramı olur izleyin! Az sonra!

HASAN HÜSEYİN BEYDİL
01.03.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder