TOPLUMSAL MUHALEFET, MÜCADELE,
KURTULUŞ VE ALTERNATİF GÜÇLERİNE ÇAĞRI
Toplumsal muhalefet, mücadele,
kurtuluş ve alternatif güçlerinden oluşan hareketler, savaşa karşı duruşunu,
tutumunu net bir şekilde açıklamalı, hareketlerin merkezinde olanlar, sorumlu
temsilcileri, hareketlerin dostları kısacası bu hareketlerin her kesimine bu
tutum bildirilmelidir.
Savaşla ilgili olarak
hareketlerin ilke ve taktiklerini belirten kararlar en geniş kesimlere ulaşacak
şekilde yayınlanmalıdır. Yaşadığımız coğrafya da bugün halkın arasında
ilerleyen, büyümekte olan devrimci, demokrat, yurtsever bir tutum ve davranış
çok net görülmektedir. Hareketlerin savaşla ilgili olan ilkeleri ve taktikleri bir
broşür olarak en yaygın şekilde tüm ülke genelinde dağıtılmalıdır. Bu ilkeler
ve taktikleri tüm toplantı, panel, sempozyum, eylem, mitinglerde öncelikli
olarak ve önemle gündeme taşınmalıdır.
*
Hareketler savaşı kınayan,
protesto eden, halkın geniş kesimlerine savaşla ilgili düşüncelerini süratle
ilan etmelidir.
Savaşın sadece barbarca ve
canavarca olduğunu ve savaşı kötülediklerini ilan etmelidirler.
Hareketler, savaşa karşı
tutumu konusunda mevcut sistemin egemen güçlerinin ve işbirlikçi sözde sol
çevrelerle savaşla ilgili tutumları arasındaki farkı ortaya koymalıdır.
Savaşın her şeyden önce emek,
demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet ve barış ile ilgili taleplerde
bulunanlarla insana ve doğaya uygun olan bu düşünlere karşı insanlık ve
doğadışı düşünceleri savunan egemen güçler arasında olduğu gerçeği kabul
edilmelidir.
İnsanı ve doğayı sömürmeyen
bir dünya kurulmadığı sürece bu savaşlar devam edecektir.
Üretici güçlerin, sermaye
güçleri karşısında verdikleri savaşların haklılığını, ilerici niteliğini ve
gerekliliğini kabul etmeliyiz.
Bu savaşın devamını
isteyenlerden, savaşı körükleyenlerden farkımızı ideolojik-politik, sosyal,
kültürel, ekonomik olarak ortaya koymalıyız.
Savaşın kaçınılmaz olarak
yaşattığı zulme, yoksulluğa, işsizliğe, işkenceye, ayrımcılığa, katlamalara,
gözaltılara, tutuklamalara, dehşete her şeye rağmen toplumsal muhalefet,
mücadele, kurtuluş ve alternatif güçleri, ilerici özellikleri insanlığın
gelişimine hizmet etmektedir.
Savaş karşıtı her türlü
çalışma, eylem, mücadele yaşadığımız coğrafyadaki her türlü faşizan savaşçı
girişime rağmen toplumun gelişmesine hizmet etmektedir. Dolayısıyla savaşın
tarihsel özelliklerini incelemek araştırmak anlamak zorundayız.
*
Bu savaşın sonunda bu
coğrafyada tarihsel bir değişime hep birlikte şahit olacağız. Bu savaşın
sonunda herkesin de kabul edeceği yeni bir dönem yani yeni bir çağa gireceğiz.
Mevcut sistem, insanı ve doğayı sömüren düzeninin sonun başlangıcını yaşayacak bu
savaşın sonunda.
*
Savunma savaşı tüm toplumsal muhalefet,
mücadele, kurtuluş ve alternatif güçlerinin birliğiyle gerçekleşecektir.
Bu birliğin öncelikli olarak var
olan tüm gücüyle mevcut sistemin savaş aracılığıyla devam ettirmeye çalıştığı
baskı, şiddet ve kuşatma politikasına son verecek kararlar alarak kesintisiz
eylemleri planlaması, örgütlemesi tüm ülke genelinde bu kararlılığı devamlı
kılması şarttır.
Artık gözaltılarla,
tutuklamalar, sürgün etmelerle, infazlarla değil en basit hukuk kuralının bile
geçerli olmadığı ortaçağ engizisyon mahkemeleri tarzında cadı avına dönüşmüş
olan yargılamaksızın ve hitler’in toplama kamplarını da aşan ne olduğu, kim olduğu,
ne kadar muhalif ya da karşı olduğu, nerede ne tür faaliyetlerde bulunduğuna
bakılmaksızın adeta “sürüler” halinde istiflenen insanların ve dışarı da gören
gözlere, duyan kulaklara, konuşan dillere sahip olmalarına rağmen kör, sağır,
dilsiz olan üretici güçlerin ve halkların özgürleşmesi adına ülkenin her yanını
saracak sonuç alınıncaya kadar devam edecek eylemlerin kararları alınmalı ve bu
eylemlilikler dar çevrelerle, ahbap çavuş ilişkileriyle, dostlar bayramda
seyran görsün tarzında değil ulaşılabilecek her köy, kasaba, kent, fabrika,
okul, işyeri, tarla, kooperatif, sendika, dernek ve daha pek çok yere
broşürlerle, ilanlarla, afişlerle, pankartlarla iletilmeli.
Bunlar yaşadığımız coğrafya da
insanın insanı ve doğayı sömürmesi adına devam eden savaşların son bulması
adına süratle yapılması şarttır.
Partiler, dernekler, sivil
toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, sendikalar, aydınlar, yazarlar,
çizerler, sanatçılar, öğrenciler, işsizler, işçiler, köylüler, memurlar,
kısacası toplumun toplumsal muhalefet, mücadele, kurtuluş ve alternatif gücü
olan ya da olacak olan herkese ulaşılmalı ve bunun bir özgürleşme, insanlaşma
hareketi olduğu anlatılmalı ve buradan hareketle topyekun eylemliliğe
geçirilmesini önümüze birinci görev olarak koymalıyız ve mevcut tüm hareketler
önlerindeki küçük, büyük, eski, yeni, genç, yaşlı, çoğunluk, azınlık, basit,
dar, kısır ideolojik politik tartışmaları bırakıp en acil şekilde savaşın
durdurulması, cadı avından vazgeçilmesi, üst üste istiflenen tüm mahkumların
serbest bırakılması hedefleri adına kısa bir sürede olsa propaganda ve
ajitasyon (kışkırtma) tartışmalarından ayrılıklarından vazgeçip eylemde birlik
adına yola çıkmalıdır.
Savaş ve cadı avı bitmeyene
kadar kimsenin soluk dahi alamayacağını bilen egemenler toplumsal muhalefet,
mücadele, kurtuluş ve alternatif güçleri karşısında alacağı yenilginin
şaşkınlığıyla sıkı sıkıya sarıldıkları o sömürü koltuklarından nasıl kaçacaklar
gelin hep beraber görelim.
HASAN HÜSEYİN BEYDİL
13.10.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder