27 Mart 2016 Pazar

“AİHM “KİMLİĞE ALEVİ YAZILSIN TALEBİNİ” KABUL ETMEDİ”, SİNAN IŞIK BEYEFENDİ ÖYLE DİYORSA ÖYLEDİR NE DİYELİM!

1-           “Sinan Işık Sn. Hasan Hüseyin BEYDİL... Konuya gösterdiğiniz özen ve vermiş olduğunuz önem, harcadığınız emekten belli... Bu nedenle size teşekkür ederim...

Öncelikle “KIZILBAŞ ALEVİLİĞİ (3) KIZILBAŞ ALEVİLİĞİNİ İSLAM’A, MEZHEBE VE CUMHURİYET'E YAMAMA ZİHNİYETİ SADECE VE SADECE KIZILBAŞ ALEVİLERİNE KATLİAM GETİRMİŞTİR” başlıklı makalemi okuduğunuz ve yorum yaptığınız teşekkür ederim. Ayrıca konuya özen vermemi, önem vermemi, harcadığım emeği görebilmiş olmanızdan dolayı sizi selamlıyorum. Bunu anlayabilmek için gerçek çok ciddi bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Görüyorum bu sizde var. Bundan dolayı da sizin gibi geniş bir bakış açısına sahip birisinin bana cevap yazmasından en gin bir kıvanç duydum!

2-           “Fakat her ne kadar görünen bu olsa da. ”yazdığınız yazının içeriğinin boş olduğunu söylemek zorundayım...”

“Önem, özen, emekten” bahsetmişsiniz yukarıda ancak bir sonraki cümlenizde maalesef fikir değişikliği yapmışsınız. Yani yazmış olduğum makaleye “boş” demişsiniz. Esasında tam burada makaleme yönelik cevap ya da yorum niteliğindeki yazınıza son verebilirdiniz. Çünkü hem “boş” bir makaleyle uğraşarak enerjinizi tüketmezdiniz daha yararlı, daha faydalı işlerle uğraşabilirdiniz. Çünkü gerçek insanların “boş” işlerle uğraşmasını asla onaylamayan bir yapıya sahibim. Sizi böylesine “boş” işler ben dahi uğraştırıyorsam çok ayıp etmişim, bundan sizden ve sizin şahsınızda vermek olduğunuz “mücadele” adına özür dilerim! Tabi buna neyin, kimin, nerenin, nasılın, nedenin, biz, siz, onlar ve bir cümle tez elden bütün insanlık sormakta herhalde hiç bahis göremediysek de umarım başarılarınız devamını görmek nasip olur!

3-           “Gördüğüm kadarıyla tam anlamıyla kafa karışıklığı içerisindesiniz...”

Evet, bakınız kesinlikle bu konu haklısınız! Kafam o kadar karışık ki sizin bu cevap niteliğindeki yazınızı okuduktan sonra hemen kendime geldim ve kafamı derleyip toparlamaya çalıştım. Umarım başarılı sayenizde! Zahmet olmazsa Kızılbaş Aleviliği ile ilgili diğer yazılarımı okursanız umarım sizin “karışık olmayan kafanız ”da küçükte olsa hatta minnacık olsa çekmelerden birini aralayabilirsem ne mutlu bana. Keza yazmış olduğum makaledeki bütünselliği kavrama ve esas üzerinde durabilmiş olsaydınız “kafa karışıklığı”nın nerede, kimde, nasıl, neden, niçin, kiminle olduğunu gayet iyi anlayabilirdiniz. Ne üzücüdür ki gördüğüm kadarıyla karışıklık bir yanda, kafa bir yanda, teslimiyet öbür yanda, entegrasyon bir yanda, harala gürele yaşam devam ediyor anlaşılan!

4-           “Bir yandan Türk-İslam resmi söylemine karşı çıkarken, öte yandan tam da ona hizmet eden bir çaba içerisinde olduğunuzu görmekteyim...”

Kesinlikle sizi bir kere daha selamlıyorum. Yukarı okumuş olduğunuz makaleden bu sonucu çıkarabilmek her kesin harcı değil! Sizin bu sonuca ulaşmak adına harcadınız emeği, özeni, önemi, takdire şayan görüyorum. Burada KIZILBAŞ ALEVİLİĞİ ile ilgili diğer makalelerime bakınız ve aynı makaleyi on okuyup bir bardak su içtikten sonra en yakın penceren dışarıya avazınız çıktığı kadar ben “KIZILBAŞ ALEVİLİYİM” diye bas bas bağırmanızı tavsiye diyorum! Ben zaman zaman yapıyorum çünkü bunu ve faydasını görüyorum size de tavsiye ederim!
Yani sadece pes diyorum bu makalede ciddi benim “türk-islam sentezi”ni savunduğumu iddia edebiliyorsunuz gerçekten sizi ayakta alkışlıyorum. Özellikle şunu bilmenizde fayda var ben ne türküm, ne doğruyum, ne çalışkanım, ne de dinim islam, üzgünüm size bu konuda istediğiniz cevabı veremediğim için. Kaldı bahsetmiş olduğunuz ki sizin türk-islam sentezi olarak bildiğiniz naçizane benim muaviye islam ideolojisinin devamı saydığımı bu sentezle bilakis hem teorik hem de pratik olarak mücadele etmekteyim.

5-           “Tüm bunların ötesinde ve her şeyden önce yanlış bilgilere dayanarak yorum yapmışsınız...”

Üzülerek söylüyorum gerçek asıl sizde yanlış bitmiyor. Keza size bu cevabı neden verdiğimi ayrıca yazının sonunda ileteceğim meraklanmayın. Yukarıda okumuş olduğunuz makalede sizin adınızın, sizin davanızın ne takipçisiyim, ne izleyicisiyim, ne destekçisiyim, ne önericisiyim, ne çağırıcısıyım bu tür eylemleri vasat altı görürüm bilesiniz. Sizinle ve davanızla ilgili bilgileri dikkat ederseniz tırnak içinde yazdım, özellikle altına şu ya da bu kaynak diye yazmadım, çünkü bu bilgileri okuduğum haber kaynakları burjuva basını olduğu için, onların reklamını yapmak adına kaynak belirtmedim. Kaldı ki KIZILBAŞ ALEVİLİĞİ ile ilgili bir dizi makale yazdım ve yazmaktayım, siz ve sizin davanızda yukarıda okumuş olduğunuz makaleyi yazdığım dönemde sadece küçük bir anekdot olarak ele aldım. Makalemi tekrar onuncu kez okursanız, tabi rica ediyorum!  Siz ve sizin davanız gibi onlarca haber, bilgi, veri olur, olmaz, gelir, gelmez bu benim KIZILBAŞ ALEVİLİĞİ ile ilgili yazdığım makaleleri tam olarak temellendirmez. Ayrıca ne sizin davanız ne bir başka dava değil benim konum, ben daha çok KIZILBAŞ ALEVİLİĞİNİN felsefi, tarihsel, bilimsel, ideolojik, politik yanıyla ilgiliyim. Yani sizin davanız sizi kalsın, çünkü benim ne din hanesinin değiştirilmesiyle, ne olup olmamasıyla vs. hiçbir alıp veremediğim yok, neden mi, çünkü esas meselenin bu tür mevcut sistem içinde çözümler, uzlaşmalar, müzakereler, sözde hak arayışları ile herhangi bir sonuç alınacağına inanmıyorum. Mevcut sistem yani kapitalist sistem değişmediği sürece bilimsel sosyalist bir düzen kurulmadığı sürece bu ve benzeri davalar benim için çok fazla bir şey ifade etmez. Kısacası bu yılan hikâyesinden başka bir şey değildir. Ama yine de çabanızı, gayretiniz, özeninizi, öneminizi, emeğinizi selamlıyorum!

6-           “Bu davayı açan kişi olarak birinci ağızdan söyleyeceğim ilk şey, AİHM-nde verilen kararın DİN HANESİNE ALEVİLİK YAZILMASI ŞEKLİNDE OLMADIĞI, bunun yerine asıl karar-ın KİMLİKLERDEKİ DİN HANESİNİN KALDIRILMASI şeklinde olduğunu bilmeniz gerekmektedir... Evet, ben bu davayı açarken esas talebim KİMLİĞİME ALEVİ YAZILMASI şeklinde idi... Türk yargısında yargılamalar KİMLİĞİME ALEVİ YAZIN istemi üzerine devam edildi ve yapılan sözde yargılama sonunda bu talebim reddedildi... Fakat AİHM sürecinde talebimiz farklılaştı ve KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN şekline dönüştü... Ve biz bu talebimizi AİHM’ne kabul ettirdik... Çünkü dedik ki eğer kimliğe ALEVİ yazılmayacaksa, o zaman KİMLİKLERDEKİ DİN HANESİ KALDIRILSIN... İŞTE BU İKİNCİ TALEBİMİZ AİHM TARAFINDAN UYGUN BULUNDU VE KARAR BU YÖNDE ÇIKTI... Hal böyle olunca İDDİA ETTİĞİNİZ ÜZERE -AİHM KİMLİĞE ALEVİ YAZILSIN TALEBİNİ KABUL ETTİ- şeklindeki sözlerinize dayatarak yaptığınız yorumlar tamamen havada kalmaktadır…Yani açıkçası olmayan bir şey üzerine hayali yorumlar yapmış olmaktasınız...”


Sayın muhterem Sinan Işık beyefendi gerçekten bu ışık yolunda bu şekilde beni bir kez daha aydınlattınız için size teşekkür ederim! Ancak “…Hal böyle olunca İDDİA ETTİĞİNİZ ÜZERE -AİHM KİMLİĞE ALEVİ YAZILSIN TALEBİNİ KABUL ETTİ- şeklindeki sözlerinize dayatarak yaptığınız yorumlar tamamen havada kalmaktadır...” özellikle bu cümlenizde çok büyük bir okuma yazma hatası yapmışsınız. Öncelikle şunu bilmenizde fayda var bahsettiğiniz cümle bana ait değil bu bir  “h-a-b-e-r” bilmem anlatabildim mi. yani herhangi bir şekilde okuduğumuz herhangi bir haberin kaynağını tek tek araştırıp neymiş, ne değilmiş öyle miymiş böyle miymiş diyene ben ne de o haberi yazan araştıramaz. Bu başka bir alandır, bunun da kendine göre uzmanları vardır. Ayrıca bir kez tekrar ediyorum bilesiniz ne sizin şahsınız ne de davanız benim makalemin doğrudan konusu, ana fikri, ana teması vs değil ve olamaz. Sadece ve sadece küçük bir “a-n-e-k-t-o-t” bilmem anlatabildim mi. yani makalemi bir bütün olarak ele almanızda fayda vardır. Çünkü ne sizin şahsınız ne sizi destekleyen kurum ya da kurumlar doğrudan benim muhatabım olamaz. Benim ele aldığım konu nerede, sizin olayınız, davanız, vs. nerede lütfen bu ayırdımın artık farkına varın.

7-           “Peki diyelim ki sizin dediğiniz gibi olsaydı, yani tam da benim isteğime uygun bir karar çıksaydı ve KİMLİĞİME ALEVİ YAZILSAYDI NE OLURDU??? İşte böyle bir karar TÜRK-İSLAM RESMİ SÖYLEMİNİN YERLE BİR OLMASI ANLAMINA GELİRDİ... RESMİ AĞIZLARIN HER AÇILIŞINDA BIKMADAN USANMADAN TEKRARLADIKLARI - BU ÜLKENİN %99-U MÜSLÜMANDIR- TEZİ YERLE BİR OLACAKTI... İŞTE BU TEHLİKEYİ ÇOK İYİ GÖRDÜKLERİ İÇİNDİR Kİ TÜM KURUMLAR ALEVİLİĞİN İSLAM DIŞI VE KENDİNE ÖZGÜ BİR DİN OLDUĞU İDDİASINA ŞİDDETLE KARŞI ÇIKTILAR... KAFASI PEK İYİ ÇALIŞMAYAN DÜZ MANTIKLI DEVLET ADAMLARI BU AMACI GÖREBİLİYOR DA, SİZİN GİBİ PARLAK ZEKÂLI VE SOLCU BEYİNLER NASIL OLUYOR DA GÖREMİYOR ANLAMAK ÇOK ZOR... AYRICA ALEVİLİĞİN İSLAMDAN AYRI KENDİNE ÖZGÜ BİR İNANÇ VEYA DİN OLDUĞUNU KABUL ETMENİZ İÇİN RESMİ MAKAMLARCA ONAYLANMASI MI GEREKİYOR... ALEVİLİĞİN DİĞER DİNLERDEN NE EKSİĞİ VAR Kİ DİN OLAMASIN??? KAFANIZ KARIŞIK VE BİLGİLERİNİZ ÇOK EKSİK OLDUĞU İÇİN DAHA FAZLA KARIŞMASIN DİYE BURADA KESMEK İSTİYORUM... BİLİNÇLİ GÜNLER UMUDUYLA...

Sizin inanın kimliğinizde ne yazdığı ya da yazacağı benim hiç umurumda değil. Sizden bir daha tekrar olacak ama lütfen BAKINIZ! Diğer makalelerime. Of of of işte budur kesinlikle inanıyorum ki sizin istediğiniz karar çıksaydı yüzde yüz türk-islamı sentezi yerle bir olurdu! Vay vay vay bu nasıl bir uçak, bu nasıl bir tren, bu nasıl bir vapur, bu nasıl bir otobüs, bu nasıl bir taksi, bu nasıl bir dolmuş cidden samimi inanın tüm içtenliğimle merak ediyorum siz bu yolculuğun sonunda hangi durakta ineceksiniz lütfen… Evet, bir soluk aldım, bekledim, demek bu işler böyle oluyor yani bu kadar basit birileri çıkacak bir dava açacak, dava reddedilecek ya da her neyse, aihm’ e gidilecek ve aihm davacı adına olumlu karar verecek ve davanın açıldığı ülkedeki türk-islam sentezi ideolojisi çökecek ve sizi de buna inandırdılar ve inandınız tebrik ederim! Saygı duyuyorum! Yani “adım Hıdır elimden gelen budur” demekte bize düşüyor. Gerçek bir kere daha sizi ayakta alkışlıyorum! “% 99’u müslümandır” tezi bu davanın sonucuyla ne olacaktı yerle bir olacak öyle mi, elleme güzel oldu! Yani bu tarz bir inanca sahip olmanıza yani yer olma kısmı hariç tebrikler, bir kere daha ayakta alkışlıyorum sizi! Saf mısın demiyorum, asla da demeyeceğim, hiç güç, hiçbir cevap, hiç birim asla size saf dedirtemez bana. Kaldı ki oldukça bilinçli, kültürlü, mücadeleci, hatta hatta davanızın “Dreyfus davası”na benzeterek yola çıkmış olmanıza da memnun oldum, umarım bu dava hakkında bilginiz vardır, ancak orası Fransa burası T.C. umarım bu farkın ne demek olduğunu biliyorsunuzdur. “…KAFASI PEK İYİ ÇALIŞMAYAN DÜZ MANTIKLI DEVLET ADAMLARI BU AMACI GÖREBİLİYOR DA,…” kesinlikle faşizmin en iyi şekilde uygulandığını bir coğrafyanın devlet adamlarına göstermiş olduğunuz iltifatı, ilgiyi, alakayı azıcıkta olsa yukarıdaki makaleyi yazan kişiye göstermiş olsaydınız ne din hanesinin ne de hane halkının şu andaki ikametgahı orası olmazdı burası olurdu! “SİZİN GİBİ PARLAK ZEKÂLI VE SOLCU BEYİNLER NASIL OLUYOR DA GÖREMİYOR ANLAMAK ÇOK ZOR...” öncelikle ben parlak zekâlım bir, çünkü sigortam yok, özel mülkiyetim yok, herhangi bir şekilde herhangi bir kapitalist devlete şu ya da bu şekilde hizmet etme adına bir bağımlılığım yok, evet arabamda yok, evimde yok, yani parlak zekâyı kullandığım hiç bir özel mülkiyet içeren bir durumum söz konusu değil. Solculuğa gelince üzülerek söylemeliyim ki ben solcu değilim, asla olmadım, asla da olmayacağım, bunu bilmenizde fayda var. Yani Fransız ihtilali sonrasında burjuvazi ve onun destekçileri sağda oturdu diye sağ değilim, işçi sınıfı ve onun destekçileri solda oturdu diye de solcu değilim, bilakis tersi olabilirdi ne olacaktı bu defa parlak zekâlı sağcı olacaktım, yani bu meseleyi hala pusulanın kuzeyi güneyi göstermesi bakmayın pusula kaynaklı değil manyetik kaynaklı keza şu ana kadar iki kutup dünyamız var diye bilinse de henüz pek çok çevre tarafından bilinmeyen ama kuramsal olarak tartışılan ve deneysel olarak da araştırılan her anda ispata yaklaşılan bir başka durum var o da dünyanın iki değil dört manyetik alanı olduğu üzerine bir tezdir, ne yapmış yapacağız şimdi diye siz merak etmeyin aynı zamanda bir jeofizik mühendisi olarak ileride parlatacağım bu konuyu! Sevgili Sinan Işık beyefendi ben zaten Aleviliği islamdan ayrı gören birisiyim, zaten Aleviliği bir din ve mezhep olarak kabul etmeyen birisiyim onun için resmi ya da gayriresmi makamların neyi nerede kimin için onaylayıp onaylamadığı beni bağlamaz. Kaldı ki makalemin gerekçesi tam bu aslında, yani Aleviliğin ne islam içi, ne de islam dışı olduğunu, din olmadığını, mezhep olmadığını savunuyorum. Yani bana bir kere daha tekrar okumanız gerektiğini söylettireceksiniz anlaşıldı! Lütfen tekrar okuyunuz. Kafamın karışıklığını, eksik bilgiye sahip olduğumu, gerçekten hem yukarıdaki makalemi okumadan hem de diğer makalelerimi okumadan anlamış olmanıza hayran oldum! Sizi bir kere daha ayakta alkışlıyorum, saygılarımla! Gerçek düşünüyorum acaba size bu cevapları içeren bu yazı yazmasa mıydım, oturup bir film izleseydim ya da kitaplarımdan birinin çalışmasına mı devam etseydim ya da yayınlamakta olduğum yayınlarla ilgili gelen yazılarımı okusaydım ya da yeni bir makale mi yazsaydım ya da yoldaşlarımla, arkadaşlarımla KIZILBAŞ ALEVİLİĞİ üstüne sohbet mi etseydim ya da kafayı vurup yatsa mıydım ne dersiniz, evet böylesine derinlikli, içerikli ve pek çok konuyu anlaşılır bir dille ele almış olduğum makale ile ilgili yapmış olduğunuz bu dolu dolu cevap niteliğindeki yorum karşısında resmen dilim tutuldu! Varolasın Sinan Işık! Bu dünya sana da kalmaz bilesin! İnan ben bu makaleyi yazarken payalanmak adına yazmadım bunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok ama sizin yorumunuzu okuduktan sonra sizde bu tür bir yeteneğin olduğunu gözlemledim en azından. Bir de bilinçli günler dilemişsiniz, teşekkür ederim, inanın sizin yorumunuzdan önce bulgur pilavı, yemiştim ama sadeydi sayenizde kırmızı et ihtiyacımı da gördünüz teşekkür ederim! Cevap niteliğindeki yorumunuz kesinlikle inanın bende bir kilo ne diyorsunuz ona “pirzola” mı diyorsunuz evet aynen ona denk geldi teşekkür ederim! Şunu da bilmenizi istiyorum inanın yaşam boyunca tek amacım birey olarak insanlaşmaktır. Ve bunun tüm insanlık için gerçekleşmesi için mücadele etmektir. Ayrıca insanın insanı ve doğayı sömürmediği bir toplumda yaşamak adına mücadele etmekteyim. Umarım en kısa zamanda görüşürüz, eksik kalan kısımları tamamlarız, inanın normalde bu tür şeylere hiç zaman ayırmam. Bu yazımı sadece siz yüreğiniz ferah tutun diye yazdım. Rahat olun, merak etmeyin, sizde yaşıyorsunuz ki umarım uzun uzun yaşarsınız, bende yaşıyorum, yakın gelecekte kimin, neye, nerede, nasıl, neden hizmet ettiği açığa çıkar. Dolayısıyla ne diyordu şarkı sözünde “beni tarihle yargılayın, beni felsefeyle yargılayın”  öyle bir şeydi bizi izlemeye devam edin ne diyeyim, saygılar! Görüşmek dileğiyle. Selam olsun.  


HASAN HÜSEYİN BEYDİL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder